30 Nisan 2025

ABD Ekonomisi Kavşağında: Güçlü İstihdam ve Artan Riskler Arasında Bir Analiz

Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin mevcut durumunu ve geleceğe yönelik potansiyel eğilimlerini, sunulan Federal Rezerv Ekonomik Verileri (FRED) ve ilgili blog makaleleri ışığında analiz.

**Veri Seti Özeti ve Temel İstatistiksel Analiz**

Analiz ettiğimiz temel veri serileri, ABD ekonomisindeki işgücü piyasasının iki kritik göstergesi olan PAYEMS ve UNRATE'tir. Sunulan Excel tablosu ve veri bilgileri, bu serilerin Ocak 2024 ile Mart 2025 arasındaki 15 aylık dönemine ait değerleri içermektedir.


**PAYEMS - Tarım Dışı Toplam İstihdam** * Birim: Bin Kişi, Mevsimsellikten Arındırılmış * Frekans: Aylık * Tarih Aralığı: 2024-01-01 - 2025-03-01 * Açıklama: Tarım Dışı Tüm Çalışanlar Temel İstatistikler (Ocak 2024 - Mart 2025): * Minimum: 157049.0 (Ocak 2024) - Veri setindeki en düşük istihdam seviyesini temsil eder. * Maximum: 159398.0 (Mart 2025) - Veri setindeki en yüksek istihdam seviyesini temsil eder. * Change - Aylık (Mart 2025 - Şubat 2025): 228.0 - Son aya ait istihdam artışını gösterir. * Change - Yıllık (Mart 2025 - Mart 2024): 1881.0 - Son bir yıllık istihdam artışını gösterir. **UNRATE - İşsizlik Oranı** * Birim: Yüzde, Mevsimsellikten Arındırılmış * Frekans: Aylık * Tarih Aralığı: 2024-01-01 - 2025-03-01 * Açıklama: İşsizlik Oranı Temel İstatistikler (Ocak 2024 - Mart 2025) - Excel Verilerine Göre: * Minimum: 3.7 (Ocak 2024) - Veri setindeki en düşük işsizlik oranını temsil eder. * Maximum: 4.2 (Temmuz 2024, Ağustos 2024, Kasım 2024, Mart 2025) - Veri setindeki en yüksek işsizlik oranını temsil eder. * Change - Aylık (Mart 2025 - Şubat 2025): 0.1 (4.2 - 4.1) - Son aya ait işsizlik oranındaki artışı gösterir. * Change - Yıllık (Mart 2025 - Mart 2024): 0.3 (4.2 - 3.9) - Son bir yıllık işsizlik oranındaki artışı gösterir. **Verilerin Ekonomik Yorumu ve Derinlemesine Analizi** PAYEMS ve UNRATE verileri, ABD işgücü piyasasının genel olarak güçlü bir durumda olduğunu, ancak son dönemde bazı nüansların ortaya çıktığını göstermektedir. 1. **PAYEMS - Tarım Dışı İstihdamın Anlamı:** * **Sürekli Büyüme:** Ocak 2024'ten Mart 2025'e kadar istihdamda gözlemlenen kesintisiz artış trendi (Minimum değerin dönemin başında, Maximum değerin sonunda olması), ABD ekonomisinin bu dönemde sürekli olarak yeni işler yarattığını ve genişlediğini teyit eder. Bu, işletmelerin artan talebi karşılamak için üretimlerini ve hizmetlerini genişlettiğini, dolayısıyla daha fazla işgücüne ihtiyaç duyduğunu gösterir.
    *   **Güncel Momentum:** Mart 2025'teki 228 bin kişilik aylık artış, işgücü piyasasındaki pozitif ivmenin devam ettiğini ortaya koyar. Bu rakam, "Despite All Moaning and Groaning: Layoffs & Discharges Plunge, Hires and Voluntary Quits Rise, Driven by Private Sector Strength" başlıklı blog makalesindeki "işgücü piyasasının 2024 sonbaharında yeniden ivme kazanmaya başladığı ve Mart ayına kadar devam ettiği" gözlemini *güçlü bir şekilde desteklemektedir*. Makalede belirtilen işten çıkarmaların azalması ve işe alımların/istifaların artması, tam olarak PAYEMS'teki bu artışın altında yatan dinamiklerdir. Özel sektörün gücü, bu istihdam artışının ana *nedenidir*.
  
  *   **Yıllık Performans:** Son bir yılda yaklaşık 1.9 milyon kişilik istihdam artışı, ekonominin sağlam bir büyüme patikası üzerinde olduğunu ve istihdam yaratma kapasitesinin yüksek kaldığını gösterir. Bu, hanehalkı gelirleri ve tüketici harcamaları için olumlu bir temel oluşturur.

2.  **UNRATE - İşsizlik Oranının Anlamı:**
    *   **Düşük Seviyeler, Hafif Artış:** İşsizlik oranının %3.7 ile %4.2 arasında seyretmesi, tarihsel olarak düşük seviyelerde kaldığını gösterir. Bu, işgücü piyasasının sıkı olduğunu ve iş bulmanın görece kolay olduğunu ima eder. Ancak, 2024 başındaki %3.7 seviyesinden Mart 2025'teki %4.2 seviyesine doğru gözlemlenen hafif yükseliş trendi ve son aydaki 0.1 puanlık artış dikkat çekicidir. Bu, işgücü piyasasındaki sıkılığın bir miktar gevşemeye başladığına veya işgücüne katılım oranının arttığına işaret edebilir.
 
   *   **Phillips Eğrisi İlişkisi:** Geleneksel Phillips Eğrisi teorisine göre, düşük işsizlik oranı genellikle yüksek enflasyonla ilişkilidir. PAYEMS'teki güçlü artış ve UNRATE'in hala düşük seviyelerde olması, enflasyonist baskıların devam edebileceği yönündeki endişeleri besleyebilir. "ABD Ekonomisi ve Fed Faiz Kararları Analizi - Mart 2025" makalesinde belirtilen Şubat 2025'teki %4.1'lik işsizlik oranı ve "enflasyon hala Fed'in hedefinin üzerinde olmasına rağmen, istihdam piyasasının güçlü kalması" yorumu, bu ilişkiyi ve Fed'in karşı karşıya olduğu dengeyi vurgular.

**Veriler ve Blog Makaleleri Arasındaki İlişki ve Yorum**

*   **İşgücü Piyasası Verileri ve Haberler:** PAYEMS ve UNRATE verileri, "Despite All Moaning and Groaning" makalesindeki işgücü piyasası dinamiklerini (işten çıkarmaların azalması, işe alımların artması) *doğrudan desteklemekte* ve bu olumlu tablonun *temelini* oluşturmaktadır. Özel sektördeki canlılık, bu verilerin arkasındaki ana *nedendir*.

*   **İşgücü Piyasası ve Faiz Oranları/Enflasyon:** Güçlü işgücü piyasası (PAYEMS artışı, UNRATE düşük), "ABD Ekonomisi ve Fed Faiz Kararları Analizi - Mart 2025" ve "Fed Faiz Kararı: Piyasa Ne Bekliyor?" makalelerinde belirtilen Fed'in para politikası kararları için kritik bir faktördür. İşgücü piyasasındaki sıkılık, ücret artışları yoluyla enflasyonist baskıları canlı tutabilir. Bu durum, Fed'in faiz oranlarını yüksek tutma veya indirim konusunda temkinli davranma *nedenidir*. Mart 2025 itibarıyla piyasanın faizlerin sabit kalmasını beklemesi (%99 olasılıkla %4.25-%4.50 aralığı), mevcut güçlü istihdam ve hala hedefin üzerindeki enflasyon ortamında Fed'in bekle-gör politikasını yansıtır.

*   **İşgücü Piyasası ve Gayrimenkul Piyasası Ayrışması:** PAYEMS ve UNRATE'in gösterdiği güçlü işgücü piyasası, "Sales of Existing Homes Drop", "Inventory of New Houses", ve "In 15 Bigger Cities, Condo Prices Already" başlıklı makalelerdeki gayrimenkul piyasasındaki belirgin zayıflık ve fiyat düşüşleriyle *çelişmektedir*. Bu bir *neden-sonuç* ilişkisidir: Fed'in enflasyonla mücadele için yükselttiği faiz oranları, konut kredisi maliyetlerini artırmış (mortgage oranları %6'nın üzerine çıkmış), bu da konut alım gücünü düşürerek (3 yıllık %50 fiyat artışının yarattığı "talep yıkımı") satışları azaltmış ve envanteri artırmıştır. Güçlü istihdam, teorik olarak konut talebini desteklemeliydi, ancak faiz oranlarının *neden olduğu* erişilebilirlik sorunu bu etkiyi gölgelemiştir. Ofis boşluk oranındaki rekor seviye (%22.6), ticari gayrimenkul (CRE) sektöründeki yapısal sorunlara işaret eder ve gelecekte bölgesel bankacılık sistemi için bir risk *oluşturabilir* ("ABD Bölgesel Bankacılık" makalesiyle bağlantılıdır), bu da genel ekonomik sağlığa yönelik bir tehdittir.

*   **Finansal Koşullar ve Piyasa Algısı:** "Despite Turmoil in Stocks: Financial Conditions..." makalesi, hisse senedi piyasasındaki dalgalanmaya rağmen finansal koşulların hala görece gevşek olduğunu belirtir. Bu durum, Fed'in sıkılaştırma çabalarının tam olarak piyasaya yansımadığını veya piyasanın gelecekteki gevşeme beklentisiyle (reel faizlerin düşmesi - Rusya makalesinde de benzer bir tema var, ancak farklı nedenlerle) rahatladığını gösterebilir. Bu, Fed'in politika kararlarını etkileyen bir faktördür.

*   **Tarihsel Karşılaştırma (Büyük Buhran):** "Büyük Buhran" makaleleri, 1929 krizine giden yolu (spekülasyon, bankacılık sorunları, sanayi üretimi düşüşü, işsizlik artışı) ve krizin etkilerini (banka iflasları, sanayi üretiminin yarıya inmesi, kitlesel işsizlik) anlatır. Mevcut durumda, gayrimenkul piyasasındaki bazı segmentlerdeki "saçmalığın çözülmesi" (absurdity comes unglued) ve bölgesel bankacılık sistemindeki stres (2023 krizi), 1920'lerin sonundaki aşırı spekülasyon ve bankacılık kırılganlıklarıyla *benzerlikler* taşımaktadır. Ancak, en kritik fark, mevcut işgücü piyasasının *güçlü* olması ve politika yapıcıların (Fed ve Hükümet) krizlere müdahale konusunda 1930'lara kıyasla çok daha *aktif ve koordineli* bir yaklaşım sergilemesidir (2023 bankacılık krizindeki hızlı müdahale bunun kanıtıdır). Dolayısıyla, mevcut durum bir Büyük Buhran'a işaret etmemektedir, ancak belirli sektörlerdeki zayıflıklar ve finansal sistemdeki potansiyel riskler, geçmiş krizlerden ders çıkarılması gerektiğini hatırlatmaktadır.

*   **Küresel Bağlam:** "Küresel Ticaretin Yeni Haritası" makalesi, ABD-Çin ticaretindeki hafif düşüşü ve ticaret açığının daralmasını belirtir. Bu, küresel tedarik zincirlerindeki dönüşümlerin ve jeopolitik gerilimlerin ABD ekonomisini de etkilediğini gösterir. Rusya'daki enflasyon ve parasal sıkılık durumu ise, küresel ekonomik tablonun çeşitliliğini ve farklı ülkelerin farklı zorluklarla karşılaştığını ortaya koyar. Bu küresel dinamikler, ABD ekonomisinin dış ticaret, enflasyon (ithal mallar aracılığıyla) ve finansal piyasalar üzerindeki etkileri nedeniyle temel analizde dikkate alınmalıdır.

**Causation Analysis (Neden-Sonuç İlişkileri)**

*   **Fed'in Faiz Artışları:** Enflasyonla mücadele *nedeniyle* yapılan faiz artışları, konut kredisi maliyetlerini artırmış, bu da konut satışlarında düşüşe ve fiyat düzeltmelerine *yol açmıştır*. Aynı zamanda, yüksek faizler işletmelerin yatırım maliyetlerini artırarak gelecekte istihdam artışını *yavaşlatabilir*.

*   **Güçlü İşgücü Piyasası:** Artan istihdam ve düşük işsizlik, hanehalkı gelirlerini ve tüketici güvenini *destekler*. Bu da tüketici harcamalarını canlı tutarak ekonomik büyümeye *katkı sağlar*. Ancak, aynı zamanda ücret baskıları yaratarak enflasyonun *kalıcı olmasına neden olabilir*.

*   **Gayrimenkul Piyasasındaki Zayıflık:** Konut satışlarındaki düşüş ve fiyat düzeltmeleri, inşaat sektörünü ve ilgili endüstrileri *olumsuz etkiler*. Ticari gayrimenkuldeki sorunlar ise bankacılık sektörü üzerinde *risk oluşturur*.

*   **Özel Sektör Gücü:** Blog makalesinde belirtilen özel sektördeki canlılık, işe alımların artmasının ve işten çıkarmaların azalmasının *doğrudan nedenidir*. Bu da PAYEMS verisindeki artışı *açıklar*.

**Fundamental Analysis (Temel Analiz)**

Sağlanan makroekonomik veriler ve blog makaleleri ışığında ABD ekonomisinin temel sağlığı, büyüme potansiyeli ve riskleri şu şekilde değerlendirilebilir:

*   **Ekonomik Sağlık:** İşgücü piyasası (PAYEMS ve UNRATE verileriyle desteklenen) hala ekonominin en güçlü yönüdür. Bu, temel ekonomik aktivitenin ve tüketici talebinin hala sağlam olduğunu gösterir. Ancak, gayrimenkul piyasasındaki belirgin zayıflık ve ticari gayrimenkuldeki yapısal sorunlar, ekonominin bazı sektörlerinin ciddi baskı altında olduğunu ortaya koymaktadır. Finansal koşullar, hisse senedi piyasasındaki dalgalanmaya rağmen henüz aşırı sıkılaşmamıştır, bu da bir miktar destek sağlamaktadır. Genel olarak, ekonomi bir "iki hızlı" yapı sergilemektedir: güçlü işgücü piyasası ve hizmet sektörü, zayıflayan mal sektörü ve gayrimenkul.

*   **Büyüme Potansiyeli:** Kısa vadeli büyüme potansiyeli, güçlü işgücü piyasası tarafından desteklenmektedir. Ancak, yüksek faiz oranlarının gecikmeli etkileri, gayrimenkuldeki zayıflık ve küresel ticaretteki yavaşlama/yeniden yapılanma, orta vadeli büyüme potansiyelini sınırlayabilir. Verimlilik artışları ve teknolojik gelişmeler (yapay zeka gibi, ABD-Çin rekabeti makalesinde bahsedilen) uzun vadeli büyüme için kritik olacaktır.

*   **Riskler:**
    *   **Enflasyon Kalıcılığı:** İşgücü piyasasındaki sıkılık enflasyonu canlı tutarsa, Fed'in faizleri daha uzun süre yüksek tutması veya tekrar artırması gerekebilir, bu da resesyon riskini artırır.
    *   **Gayrimenkul Piyasası Çöküşü:** Konut ve ticari gayrimenkuldeki düzeltmenin derinleşmesi, hanehalkı servetini ve bankacılık sistemini (özellikle bölgesel bankaları) olumsuz etkileyebilir.

    *   **Finansal İstikrarsızlık:** CRE kredileri veya diğer riskli varlıklardaki sorunlar, 2023'teki bölgesel bankacılık krizine benzer finansal stres yaratabilir.

    *   **Küresel Şoklar:** Jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları veya diğer küresel ekonomik yavaşlamalar ABD ekonomisini etkileyebilir.

**Ekonomik Tahminler ve Çıkarımlar**

Analiz sonuçlarına dayanarak kısa, orta ve uzun vadeli ekonomik tahminlerim şunlardır:

*   **Kısa Vadeli Tahmin (Önümüzdeki 3-6 Ay):** ABD işgücü piyasası güçlü kalmaya devam edecek, ancak UNRATE'te hafif bir yükseliş görülebilir. Bu, işe alım hızının bir miktar yavaşladığına veya işgücüne katılımın arttığına işaret edecektir. Gayrimenkul piyasasındaki zayıflık sürecek, konut satışları düşük kalacak ve fiyat düzeltmeleri devam edecektir. Fed'in faiz oranlarını mevcut seviyelerde sabit tutması beklenmektedir ("Fed Faiz Kararı: Piyasa Ne Bekliyor?" makalesiyle uyumlu). Enflasyon, işgücü piyasasındaki sıkılık nedeniyle yapışkanlığını koruyabilir. Kısa vadede bir resesyon olasılığı, güçlü istihdam nedeniyle düşüktür, ancak büyüme hızı yavaşlayabilir.

*   **Orta Vadeli Tahmin (Önümüzdeki 6-18 Ay):** Yüksek faiz oranlarının kümülatif etkisi işgücü piyasasında daha belirgin bir yavaşlamaya yol açabilir, bu da UNRATE'in daha belirgin bir şekilde yükselmesine neden olabilir. Gayrimenkul piyasası muhtemelen bir dip arayışına girecek, ancak toparlanma yavaş olacaktır. Enflasyonun seyrine bağlı olarak, Fed'in faiz indirimlerine başlaması olasıdır, ancak bu indirimlerin hızı ve boyutu enflasyon verilerine sıkı sıkıya bağlı olacaktır. Ticari gayrimenkuldeki sorunlar bölgesel bankacılık sistemi için bir risk faktörü olmaya devam edecektir. Orta vadede, kontrollü bir yavaşlama ve ardından faiz indirimleriyle desteklenen ılımlı bir büyüme senaryosu mümkündür, ancak enflasyonun kalıcı olması durumunda stagflasyon veya resesyon riski artar.

*   **Uzun Vadeli Tahmin (18 Ay ve Sonrası):** Uzun vadeli görünüm, enflasyonun başarıyla kontrol altına alınıp alınamayacağına ve Fed'in para politikasını ne kadar etkin yönetebileceğine bağlıdır. Eğer enflasyon hedeflenen seviyelere döner ve faizler normalleşirse, ABD ekonomisi sürdürülebilir, ancak muhtemelen geçmiş on yıllardaki kadar yüksek olmayan bir büyüme patikasına girebilir. Gayrimenkul piyasası yapısal değişikliklere uğrayabilir (örneğin, ofis alanlarına olan talebin kalıcı olarak azalması). Küresel ticaretin yeniden şekillenmesi ve teknolojik gelişmeler, uzun vadeli büyüme potansiyelini etkileyecektir. Geçmiş krizlerden (Büyük Buhran gibi) alınan dersler, finansal sistemin dayanıklılığını artırmaya yönelik düzenlemelerin önemini



08 Nisan 2025

Büyük Buhran: "Umutsuzluk Çağı (1930 : İşsizlik ve Açlık ) Bölüm 2

Büyük Buhran: "Umutsuzluk Çağı (1930 : İşsizlik ve Açlık ) Bölüm 2

Büyük Buhran'a giden yol, aslında 1920'lerin göz kamaştırıcı refahıyla döşenmişti. "Kükreyen Yirmiler" olarak bilinen bu on yılda, Amerikan ekonomisi adeta ikiye katlandı. Ancak bu baş döndürücü büyümenin gölgesinde, Wall Street'te tehlikeli bir oyun oynanıyordu: pervasız aşırı spekülasyon. Bu çılgınlık, Ağustos 1929'da zirveye ulaştı. Fakat aynı anda, ekonominin başka köşelerinde tehlike çanları çalıyordu: sanayi üretimi düşüyor, işsizlik artıyor, geniş alanları kuraklık kasıp kavuruyor ve bankacılık sektörü şüpheli kredilerin ağırlığı altında eziliyordu. Tüm bu faktörler, yaklaşmakta olan mükemmel fırtınanın habercisiydi.



Ve fırtına koptu. 24 Ekim 1929, tarihe "Kara Perşembe" olarak geçti. Panikleyen yatırımcılar, o gün rekor kırarak 12.9 milyon hisseyi ellerinden çıkardı. Bu, çöküşün sadece ilk perdesiydi. Beş gün sonra, 29 Ekim'de, "Kara Salı" yaşandı. Bu kez tam 16 milyon hisse senedi satıldı. Bu iki kara günde, milyonlarca insanın hayat birikimi, umutları ve hayalleri Wall Street'in girdabında silinip gitti.

Wall Street'teki çöküşün dalgaları hızla tüm ülkeye yayıldı. Tüketici güveni yerle bir oldu. İnsanlar kredilerini ödeyemez hale gelince, zaten zor durumda olan bankaların mali durumu daha da kötüleşti. Yaygın banka iflasları başladı. 1931 yılına gelindiğinde 2.000'den fazla banka kapılarına kilit vurmuştu. Sıradan vatandaşlar, paralarını kurtarmak için bankalara koştular, ancak acı bir gerçekle yüzleştiler: paraları çoktan Wall Street'te kaybedilmişti. Mevduat sigortasının olmadığı o günlerde, bu iflaslar milyonlarca ailenin tüm varlığını kaybetmesi demekti.

Kriz, fabrikaları da vurdu. Sanayi üretimi hızla düşüyordu; 1931'e gelindiğinde ülkenin sanayi üretimi yarı yarıya azalmıştı. Bu durum, işsizliği daha da körükledi, ücretler düştü ve insanların alım gücü kalmadı. Ekonomi durma noktasına gelmişti.

Ekonomik felakete bir de doğal afet eklendi. Güney Ovaları'nda yıllardır süren yaygın kuraklık ve yanlış tarım teknikleri, toprağı savunmasız bırakmıştı. Şiddetli rüzgarlarla birleşince, devasa toz fırtınaları ortaya çıktı. Tarihe "Dust Bowl" yani Toz Çanağı olarak geçen bu felaket, verimli toprakları çöle çevirdi. İpoteklerini ödeyemeyen, ürün yetiştiremeyen on binlerce yoksul çiftçi ailesi, "Okies" olarak anılacak şekilde, topraklarını terk etmek zorunda kaldı. İş bulma umuduyla şehirlere doğru yeni ve acı dolu bir göç dalgası başladı.

Bu kaosun ortasında, Beyaz Saray'da laissez-faire yani serbest piyasa ekonomisine sıkı sıkıya bağlı Cumhuriyetçi Başkan Herbert Hoover vardı. Hoover, siyasi bir muhafazakar olarak, devletin başarısız ekonomiye aşırı müdahalesinin kapitalizm için bir tehdit oluşturduğuna inanıyordu. Bu nedenle, krize müdahale etmekte yetersiz kaldı. Bu başarısızlık, halkın gözünde onu sorumlu kıldı. Öyle ki, evsizlerin kurduğu derme çatma gecekondu mahallelerine, alaycı bir şekilde "Hoovervilles" adı verildi. Hoover'ın bu tutumu ve özellikle I. Dünya Savaşı gazilerinin ikramiye talepleri için Washington'a yürüyen "Bonus Ordusu"na karşı uygulanan şiddetli muamele, onun şefkatli bir lider imajını tamamen yok etti. Amerikalılar, bir zamanların kahraman gazilerine yapılan bu muamele karşısında dehşete düşmüştü. Sonuç olarak Hoover, 1932 seçimlerinde Franklin D. Roosevelt karşısında ağır bir yenilgi aldı.

1932'de başkan seçilen Franklin D. Roosevelt, umutsuzluğa kapılmış Amerikan halkına seslendi ve tarihe geçen şu sözleri söyledi: "Korkmamız gereken tek şey, korkunun kendisidir." FDR, göreve gelir gelmez harekete geçti. "Radyo Sohbetleri" olarak bilinen konuşmalarıyla doğrudan halka seslendi. Bu samimi konuşmalar, gergin ulusa iyimserlik ve sükunet aşılayarak güven tesis etmede kritik bir rol oynadı.

Ardından, ekonomik krize köklü çözümler getirmeyi amaçlayan bir dizi politika ve program olan "New Deal" yani Yeni Düzen'i başlattı. Yeni Düzen, iki aşamada uygulandı. İlk aşama daha çok acil yardım ve istikrarı hedeflerken, İkinci Yeni Düzen yapısal reformlara ve sosyal güvenliğe odaklandı. Bu kapsamda kurulan bazı önemli kurumlar ve programlar şunlardı:

  • Tennessee Valley Authority (TVA): Bölgesel kalkınmayı ve doğal kaynakların yönetimini hedefleyen dev bir projeydi.

  • Works Progress Administration (WPA): Milyonlarca işsize umut kapısı oldu. 1932'den 1943'e kadar 8 buçuk milyon Amerikalıya, hükümet destekli altyapı projelerinde iş sağladı. Okullar, köprüler, yollar, barajlar inşa edildi. Program toplamda 8.2 milyon kişiyi istihdam etti ve 11 milyar doların üzerinde harcama yaparak ülkenin altyapısını dönüştürdü ve Amerikalıları yeniden iş sahibi yaptı.

  • Federal Deposit Insurance Corporation (FDIC): Banka iflaslarından ders çıkarılarak kuruldu. Bireysel banka hesaplarını hükümet destekli güvencelerle koruyarak, bankacılık sistemine olan güveni yeniden tesis etmeyi amaçladı.

  • Securities and Exchange Commission (SEC): Wall Street'teki çöküşe yol açan türden suiistimalleri önlemek amacıyla kuruldu. Tüm hisse senedi ve emtia piyasalarına düzenleme ve gözetim getirdi.

  • Social Security Act (Sosyal Güvenlik Yasası): Amerikan sosyal devletinin temel taşlarından biri oldu. Kongre'deki hararetli tartışmaların ardından 14 Ağustos 1935'te FDR tarafından imzalanan bu yasa, çalışan Amerikalılar için emekli maaşlarını ve kendi kusurları dışında işten çıkarılan işçiler için işsizlik sigortasını garanti altına aldı. Bu programlar büyük ölçüde işverenler tarafından finanse ediliyordu.

Yeni Düzen politikaları sayesinde 1933 baharında ekonomide erken toparlanma belirtileri görülmeye başlandı. Ancak her şey pürüzsüz ilerlemedi. 1937'de Federal Rezerv'in para politikasındaki sıkılaştırma kararları nedeniyle ekonomide keskin bir gerileme daha yaşandı. Yeni Düzen, bazı çevrelerce büyük verimsizlikler ve aşırı maliyet artışları nedeniyle eleştirildi. Ancak WPA gibi programların mirası yadsınamazdı. Büyük Buhran'ın en zorlu günlerinde milyonlarca umutsuz Amerikalıya iş fırsatı sunmuş, geride bugün bile kullanılan sayısız okul, yol, baraj ve köprü bırakmıştı. Ayrıca, bu dönemde işçi hakları mücadelesi de güçlendi. General Motors fabrikasındaki Flint Oturma Grevi, işçilerin haklarını kazanmasında önemli bir dönüm noktası oldu ve günümüzde 20. yüzyılın en başarılı grevlerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Peki Büyük Buhran ne zaman bitti? Çoğu tarihçi, teknik olarak 1939'da sona erdiğini kabul etse de, gerçek ekonomik dönüşüm, ABD'nin Pearl Harbor'a Japon saldırısının ardından II. Dünya Savaşı'na girmesiyle 1941'de gerçekleşti. Savaş hazırlıkları ve savunma sanayindeki devasa üretim artışı, işsizliği hızla azalttı ve ekonomik aktiviteyi yeniden canlandırdı.

Büyük Buhran, Amerikan tarihinin en karanlık ve en zorlu dönemlerinden biriydi. Aşırı spekülasyon, ekonomik dengesizlikler ve doğal afetlerin birleşimiyle tetiklenen bu kriz, milyonlarca Amerikalıyı yoksulluğa ve umutsuzluğa sürükledi. Franklin D. Roosevelt'in liderliği ve Yeni Düzen politikaları, yaraları sarmada ve umudu yeniden yeşertmede önemli bir rol oynadı, ancak tam iyileşme ancak küresel bir savaşın başlamasıyla mümkün oldu. Buhran dönemi, Amerikan toplumunda silinmez izler bıraktı; devletin ekonomideki rolü, sosyal güvenlik ağının önemi ve işçi hakları gibi konulardaki anlayışı kökten değiştirdi ve bugünkü Amerika'nın şekillenmesinde kritik bir rol oynadı. Bu dönemde Eleanor Roosevelt gibi figürler de First Lady rolünü sadece sosyal bir ev sahibeliğinden, kocasının yönetiminde aktif ve söz sahibi bir katılımcıya dönüştürerek önemli bir değişim yarattı.


01 Nisan 2025

Büyük Buhran: Karanlığın Başlangıcı (1929 Borsa Çöküşü) Bölüm 1

Büyük Buhran: Karanlığın Başlangıcı (1929 Borsa Çöküşü) Bölüm 1


Bu belgeselde, Büyük Buhran'ın başlangıcı olan 1929 Borsa Çöküşü'nün nedenlerini ve sonuçlarını inceliyoruz. Kara Perşembe olarak bilinen o gün, ABD ekonomisini derinden etkiledi ve bir ekonomik krizin fitilini ateşledi. Büyük Buhran, 1929 Krizi, Ekonomik Kriz, Tarihi Krizler, ABD Ekonomisi, Borsa Çöküşü, Ekonomi Belgeseli, Tarih Belgeseli, Ekonomik Çöküş, Finansal Kriz, Kriz Yönetimi, Tarihten Dersler, 1929 Borsa Çöküşü, Kara Perşembe, Büyük Buhran Başlangıcı.



Borsa Balonu, 1920'ler Ekonomisi, Hoover Başkanlığı, Büyük Buhran Nedenleri, Ekonomik Kriz Nasıl Başladı, ABD Tarihi, Büyük Buhran Belgeseli, 1929 Ekonomik Krizi, Borsa Spekülasyonu, Krediyle Hisse Senedi Alma, Ekonomik Göstergeler 1929, Kükreyen Yirmiler, Caz Çağı, Ekonomik Krizin Bilinmeyenleri, Enflasyon, Ekonomik Sorunlar, Tarih Öğrencileri, Ekonomi Meraklıları 1920'ler... Kükreyen Yirmiler! Cazın ritmi, tüketimin cazibesi, özgürlüğün rüzgarı... Her şey parlak, her şey umutlu görünüyordu. Savaşın ardından gelen bu dönem, adeta bir yeniden doğuş gibiydi. Sanat, müzik, edebiyat... Her alanda bir patlama yaşanıyordu. Şehirler büyüyor, gökdelenler yükseliyor, otomobiller caddeleri dolduruyordu. Herkes geleceğe umutla bakıyordu.


Öne Çıkan Yayın

FRED ile ABD Ekonomisi: Veriyle Yönlendirilen Bir Analiz Yolculuğu

Merhaba değerli okuyucular, "FRED ile ABD Ekonomisi" bloguna hoş geldiniz! Bu platform, Amerikan ekonomisini anlamak ve takip etme...