15 Mart 2025 Cumartesi

Küresel Ticaretin Yeni Haritası:Ticaret Savaşları, Bölgesel Anlaşmalar ve Tedarik Zinciri Dönüşümleri

küresel ticaret arenası, jeopolitik gerilimler, teknolojik dönüşümler ve beklenmedik ekonomik şoklarla şekillenmeye devam ediyor. Özellikle ABD-Çin ticaret ilişkilerindeki dinamikler, bölgesel ticaret anlaşmalarının rolü ve küresel tedarik zincirlerindeki dönüşümler, dünya ekonomisinin geleceği için kritik öneme sahip. 

ABD-Çin Ticaret İlişkilerinde Yeni Bir Evre?

2024'te ABD-Çin ticaret ilişkileri, inişli çıkışlı bir seyir izlemeye devam ediyor. Her ne kadar yeni bir ticaret savaşı dalgası beklenmese de, mevcut gümrük vergileri ve teknoloji kısıtlamaları hala yürürlükte. İki ülke arasındaki rekabet, özellikle yapay zeka, yarı iletkenler ve temiz enerji gibi stratejik sektörlerde yoğunlaşmış durumda.



  • Veriler (2024 İlk Yarısı):

    • ABD'nin Çin'den ithalatı, 2023'e kıyasla hafif bir düşüş gösterdi (%3-5 arası).

    • Çin'in ABD'ye ihracatı da benzer şekilde azaldı (%2-4 arası).

    • İki ülke arasındaki ticaret açığı daralmaya devam ediyor.

  • Gözlemler:

    • ABD, Çin'e yönelik teknoloji ihracatını sıkılaştırmaya devam ediyor.

    • Çin, yerli teknoloji şirketlerini desteklemek için yeni politikalar uyguluyor.

    • İki ülke arasındaki diplomatik temaslar sınırlı düzeyde devam ediyor.

Bölgesel Ticaret Anlaşmaları: Yeni Bir Canlanma mı?

Küresel ticaret sistemindeki belirsizlikler, bölgesel ticaret anlaşmalarının önemini artırıyor. Ülkeler, ticareti kolaylaştırmak, yatırımı teşvik etmek ve ekonomik işbirliğini güçlendirmek için bölgesel ortaklıklara yöneliyor.

  • Öne Çıkan Anlaşmalar (2024):

    • Kapsamlı ve Aşamalı Trans-Pasifik Ortaklığı (CPTPP):

      • Üye Ülkeler: Avustralya, Brunei, Kanada, Şili, Japonya, Malezya, Meksika, Yeni Zelanda, Peru, Singapur, Vietnam, Birleşik Krallık (2024'te katıldı).

      • Birleşik Krallık, 2024 yılında CPTPP'ye katıldı. Bu, anlaşmanın kapsamını genişletti ve Avrupa ile Asya-Pasifik arasındaki ticaret bağlarını güçlendirdi.

    • Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP):

      • Üye Ülkeler: Çin, Japonya, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, Brunei, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Myanmar, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam.

      • RCEP üyesi ülkeler, gümrük prosedürlerini basitleştirmek ve ticaret engellerini azaltmak için çalışmalarını sürdürüyor.

    • Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Bölgesi (AfCFTA):

      • Üye Ülkeler: Afrika Birliği'ne üye 55 ülke (bazı ülkeler henüz anlaşmayı onaylamadı).

      • AfCFTA, Afrika ülkeleri arasındaki ticareti artırmayı ve kıta genelinde ekonomik entegrasyonu teşvik etmeyi hedefliyor. Ancak, uygulama aşamasında hala bazı zorluklar yaşanıyor.

  • Veriler (2024 İlk Yarısı):

    • CPTPP üyesi ülkeler arasındaki ticaret hacmi, bir önceki yıla göre %4 arttı.

    • RCEP üyesi ülkeler arasındaki ticaret hacmi de benzer bir büyüme gösterdi (%3.5).

    • AfCFTA kapsamında yapılan ticaretin kıta içi ticaretteki payı arttı (yaklaşık %18).

Tedarik Zincirlerinde Dönüşüm: Esneklik ve Dayanıklılık Arayışı

2024 yılı, şirketlerin tedarik zincirlerini yeniden yapılandırma çabalarının hız kazandığı bir yıl oluyor. Artan jeopolitik riskler, doğal afetler ve beklenmedik ekonomik şoklar, şirketleri daha esnek, dayanıklı ve çeşitlendirilmiş tedarik zincirleri oluşturmaya yöneltiyor.

  • Stratejiler:

    • Çeşitlendirme: Tek bir tedarikçiye veya ülkeye bağımlılığı azaltmak için birden fazla kaynak kullanmak.

    • Yakınlaştırma (Nearshoring): Üretimi ülkeye yakın bölgelere taşımak (örneğin, ABD için Meksika veya Kanada).

    • Dijitalleşme: Tedarik zincirlerini izlemek, optimize etmek ve otomatikleştirmek için dijital teknolojilerden yararlanmak.

    • Stok Yönetimi: Kritik ürünlerin stok seviyelerini artırmak ve talep tahminlerini geliştirmek.

  • Veriler (2024 İlk Yarısı):

    • ABD'li şirketlerin Meksika'dan ithalatı %8 arttı.

    • Avrupalı şirketlerin Doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'dan ithalatı %6 arttı.

    • Tedarik zinciri yönetim yazılımlarına yapılan yatırımlar %12 arttı.

2025 ve Ötesi: Beklentiler ve Riskler

2025'e girerken, küresel ticaret ortamı belirsizliklerle dolu olmaya devam ediyor. ABD seçimleri, jeopolitik gerilimler ve teknolojik gelişmeler, ticaretin seyrini etkileyebilecek önemli faktörler.

  • Olası Senaryolar:

    • ABD-Çin İlişkilerinde Yumuşama: İki ülke arasında daha yapıcı bir diyalog kurulması, ticaretin yeniden canlanmasına ve küresel ekonomiye olumlu katkı sağlamasına yol açabilir.

    • Ticaret Savaşlarının Tırmanması: ABD ve Çin arasındaki gerginliğin artması, küresel tedarik zincirlerinde daha fazla aksamaya ve ekonomik büyümeye zarar verebilir.

    • Bölgesel Anlaşmaların Güçlenmesi: Bölgesel ticaret anlaşmaları, ticaretin ve yatırımın önünü açarak ekonomik büyümeyi destekleyebilir.

    • Tedarik Zincirlerinde Daha Fazla Dönüşüm: Şirketler, tedarik zincirlerini daha esnek, dayanıklı ve sürdürülebilir hale getirmek için yatırımlarını artırabilir.

Sonuç

2024 yılı, küresel ticaretin yeniden şekillendiği bir dönem oluyor. ABD-Çin ticaret ilişkilerindeki dinamikler, bölgesel anlaşmaların rolü ve şirketlerin tedarik zinciri stratejileri, ticaretin geleceğini belirleyecek.

ABD Bölgesel Bankacılık: Fırtınadan Sonraki Sessizlik ve 2025'e Bakış (2022-2025)

2023'ün başlarında patlak veren bölgesel bankacılık krizi, ABD finans sektörünü derinden sarstı ve küresel yankılar uyandırdı. Silicon Valley Bank (SVB), Signature Bank ve First Republic Bank gibi kurumların iflası, sadece sektör oyuncularını değil, tüm ekonomik paydaşları alarma geçirdi. 

2022: Fırtınanın Habercisi

2022, bölgesel bankalar için zorlu bir yılın sinyallerini veriyordu. Fed'in agresif faiz artışları, uzun vadeli düşük getirili tahvillere yatırım yapmış olan bankaların bilançolarını olumsuz etkilemeye başladı. Enflasyonun yükselmesi, tüketici harcamalarını azaltırken, teknoloji sektöründeki belirsizlikler özellikle bu sektöre yoğunlaşmış bankaların risklerini artırdı.

  • Veriler:

    • ABD'de enflasyon, 2022'de %8'in üzerine çıktı.

    • Fed, politika faizini yıl boyunca kademeli olarak artırdı.

    • Bölgesel bankaların karlılık marjları daralmaya başladı.

2023: Krizin Patlak Vermesi ve Müdahale

2023'ün Mart ayı, bölgesel bankacılık sektöründe tam anlamıyla bir dönüm noktası oldu. SVB'nin iflası, sektördeki kırılganlıkları su yüzüne çıkardı. Müşterilerin panik halinde mevduatlarını çekmesi, diğer bankaların da benzer sorunlarla karşılaşmasına neden oldu. Hükümet ve Fed, krizin yayılmasını önlemek amacıyla hızlı ve kararlı adımlar attı.

  • Temel Olaylar:

    • Silicon Valley Bank (SVB) ve Signature Bank iflas etti.

    • First Republic Bank, JP Morgan Chase tarafından satın alındı.

    • Fed, Bank Term Funding Program (BTFP) ile bankalara likidite sağladı.

    • Hükümet, mevduat sigortası limitini geçici olarak artırdı.

  • Veriler:

    • Bölgesel bankalardan milyarlarca dolarlık mevduat çıkışı yaşandı.

    • Bölgesel bankaların hisse senetleri büyük değer kaybetti.

    • Bankalar kredi verme standartlarını sıkılaştırdı.

2024: İstikrar Arayışı ve Yeni Normaller

2023'teki krizin ardından, bölgesel bankacılık sektörü istikrar kazanmaya çalıştı. Fed'in faiz artışlarına ara vermesi, piyasaları bir nebze rahatlattı. Ancak, yüksek faiz oranları ve ekonomik belirsizlikler hala bankaların karlılığını ve kredi verme kapasitesini sınırlıyordu.

  • Gelişmeler:

    • Fed, faiz oranlarını sabit tutmaya devam etti.

    • Enflasyon oranları yavaş yavaş düşmeye başladı.

    • Bölgesel bankaların çoğu toparlanmaya başladı, ancak hala bazı zorluklarla karşı karşıyalar.

  • Veriler:

    • Bölgesel bankaların karlılığı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmeye devam etti.

    • Kredi büyümesi yavaşladı.

    • İşsizlik oranları düşük seviyelerde kaldı, ancak işgücü piyasasında bazı sektörlerde yavaşlama işaretleri görüldü.

2025: Geleceğe Bakış ve Olası Senaryolar

2025, bölgesel bankacılık sektörü için kritik bir yıl olacak. Sektörün geleceği, bir dizi faktöre bağlı olacak:

  • Ekonomik Büyüme: ABD ekonomisinin büyüme hızı, bankaların kredi verme kapasitesini ve karlılığını doğrudan etkileyecek.

  • Enflasyon ve Faiz Oranları: Enflasyonun düşüş trendine girmesi ve Fed'in faiz indirimlerine başlaması, bankacılık sektörünü rahatlatabilir. Ancak, enflasyonun yeniden yükselmesi durumunda, bankalar tekrar zor durumda kalabilir.

  • Düzenleyici Reformlar: Krizin ardından, bölgesel bankaların denetimi ve düzenlenmesi konusunda yeni reformlar gündeme gelebilir. Bu reformlar, bankaların risk alma davranışlarını ve karlılıklarını etkileyebilir.

  • Teknolojik Gelişmeler: Dijitalleşme ve yeni teknolojiler, bankaların operasyonel verimliliğini artırabilir ve yeni gelir kaynakları yaratmalarına olanak sağlayabilir. Ancak, siber güvenlik riskleri de artabilir.

Olası Senaryolar:

  1. İyimser Senaryo: Enflasyonun düşmesi, faiz oranlarının azalması ve ekonomik büyümenin hızlanması durumunda, bölgesel bankacılık sektörü toparlanmaya devam edebilir. Bankalar, kredi verme kapasitelerini artırabilir, karlılıklarını yükseltebilir ve yeni iş fırsatları yaratabilir.

  2. Temel Senaryo: Ekonomik büyümenin yavaşlaması, enflasyonun hedefin üzerinde seyretmesi ve faiz oranlarının yüksek kalması durumunda, bölgesel bankalar zorlu bir ortamda faaliyet göstermeye devam edebilir. Bankalar, maliyetleri düşürmeye, verimliliği artırmaya ve riskleri yönetmeye odaklanabilir.

  3. Kötümser Senaryo: Ekonomik resesyon, enflasyonun yeniden yükselmesi ve faiz oranlarının artması durumunda, bölgesel bankacılık sektörü yeni bir krizle karşı karşıya kalabilir. Bazı bankalar iflas edebilir, sektörde birleşmeler ve satın almalar yaşanabilir ve kredi daralması ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.

  • Bu analiz, mevcut verilere ve tahminlere dayanmaktadır. Ekonomik ve finansal koşulların değişmesi durumunda, senaryoların güncellenmesi gerekebilir.

  • Makalede yer alan görüşler, yazarın kişisel görüşleridir ve yatırım tavsiyesi olarak değerlendirilmemelidir.

Sonuç

Bölgesel bankacılık krizi, finans sektörünün kırılganlıklarını gözler önüne serdi ve risk yönetiminin önemini bir kez daha vurguladı. 2025 ve sonrasında, sektörün geleceği, ekonomik koşullara, düzenleyici reformlara ve teknolojik gelişmelere bağlı olacak. Bankaların, değişen ortama uyum sağlamaları, riskleri doğru yönetmeleri ve yenilikçi çözümler üretmeleri, sürdürülebilir bir büyüme için kritik öneme sahip olacaktır.

ABD'de Bölgesel Bankacılık: Tanım ve Amaçları

ABD'deki bölgesel bankalar, adından da anlaşılacağı gibi, belirli bir coğrafi bölgede faaliyet gösteren ve genellikle daha küçük bir müşteri tabanına sahip olan bankalardır. Ulusal bankalar (örneğin JP Morgan Chase, Bank of America, Wells Fargo gibi) tüm ülkede şubeleri olan devasa kuruluşlardır. Bölgesel bankalar ise genellikle birkaç eyalette veya belirli bir bölgede yoğunlaşmışlardır.

Bölgesel Bankaların Tanımı:

  • Coğrafi Sınırlama: Genellikle belirli bir bölgede veya eyalette faaliyet gösterirler. Ulusal bankalar gibi ülke çapında yaygın bir şube ağına sahip değildirler.

  • Varlık Büyüklüğü: Ulusal bankalara kıyasla daha küçük varlık büyüklüğüne sahiptirler. Kesin bir sınır olmamakla birlikte, varlıkları genellikle birkaç milyar dolardan birkaç yüz milyar dolara kadar değişebilir.

  • Müşteri Tabanı: Genellikle yerel topluluklara ve küçük işletmelere hizmet verirler. Ulusal bankaların daha geniş ve çeşitlendirilmiş bir müşteri tabanı vardır.

Bölgesel Bankaların Amaçları:

Bölgesel bankaların temel amaçları, ulusal bankalarla benzerdir:

  1. Mevduat Kabul Etmek: Müşterilerden mevduat toplamak ve bu mevduatları güvenli bir şekilde saklamak.

  2. Kredi Vermek: İşletmelere, tüketicilere ve konut alıcılarına kredi vermek. Kredi verme faaliyetleri, bankaların gelir elde etmesinin ve ekonomik büyümeyi desteklemesinin temel yoludur.

  3. Ödeme Hizmetleri Sunmak: Müşterilere ödeme hizmetleri sunmak (örneğin, çekler, banka kartları, online bankacılık).

  4. Yatırım ve Varlık Yönetimi: Bazı bölgesel bankalar, müşterilerine yatırım ve varlık yönetimi hizmetleri de sunar.

Ancak, bölgesel bankaların ulusal bankalardan farklı olarak bazı özel amaçları da vardır:

  • Yerel Ekonomiyi Desteklemek: Bölgesel bankalar, yerel topluluklara ve küçük işletmelere kredi vererek yerel ekonomiyi desteklemeye odaklanırlar. Yerel işletmelerin büyümesine ve istihdam yaratmasına yardımcı olurlar.

  • Kişisel Hizmet Sunmak: Bölgesel bankalar, genellikle daha kişisel ve müşteri odaklı bir hizmet sunarlar. Müşterilerini daha iyi tanırlar ve ihtiyaçlarına daha uygun çözümler sunabilirler.

  • Topluma Katkıda Bulunmak: Bölgesel bankalar, genellikle yerel topluluklara yatırım yaparlar ve sosyal sorumluluk projelerine katılırlar. Toplumun refahına katkıda bulunmayı hedeflerler.

  • Karar Alma Hızını Artırmak: Ulusal bankaların aksine, karar alma süreçleri daha hızlıdır ve yerel koşullara daha duyarlıdırlar.

13 Mart 2025 Perşembe

Rusya Merkez Bankası (CBR) Bilgi ve Analitik Yorumu, No. 2 (98), Şubat 2025

Kaynak: Rusya Merkez Bankası (CBR) Bilgi ve Analitik Yorumu, No. 2 (98), Şubat 2025

Yayın Tarihi: 26 Şubat 2025


Ana Temalar:


Bu brifing belgesi, Şubat 2025 itibarıyla Rusya'daki enflasyon beklentileri ve tüketici güvenine dair temel eğilimleri ve önemli göstergeleri özetlemektedir. Belgede öne çıkan ana temalar şunlardır:


  • Hanehalkı Enflasyon Beklentilerinde Düşüş Ancak Yüksek Seviye: Şubat ayında hanehalkının önümüzdeki bir yıla ilişkin medyan enflasyon beklentisi düşüş göstermesine rağmen (%14.0'dan %13.7'ye), hala yüksek seviyelerde seyretmektedir ve 2024 ortalamasının üzerindedir (%12.4).
  • "In February 2025, inflation expectations indicators declined for the most part but remained high. The median estimate of one-year-ahead household inflation expectations equalled 13.7%, as shown by InFOM’s survey."

  • Şirketlerin Fiyat Beklentilerinde Önemli Düşüş: Şirketlerin önümüzdeki üç aya ilişkin fiyat beklentileri, 2024'ün ilk çeyreğinden bu yana ilk kez önemli ölçüde azalmıştır. Ancak bu beklentiler hala yüksek seviyededir.

  • "Companies’ price expectations for the next three months plummeted for the first time since 2024 Q1, while staying elevated."

  • Breakeven Enflasyonunda Azalma: Enflasyona endeksli federal tahvillerin (OFZ-IN) 2028 vadeli breakeven enflasyonu %5.3'e gerilemiştir.

  • "Breakeven inflation for inflation-indexed federal government bonds (OFZ-IN) maturing in 2028 decreased to 5.3%."

  • Analistlerin Enflasyon Tahminlerinde Artış: Analistler Şubat 2025'te enflasyon tahminlerini yükseltmişlerdir. 2025 yılı sonu için %6.8 ve 2026 yılı sonu için %4.6 enflasyon beklenmektedir.
  • "Analysts raised their forecasts in February 2025, specifically to 6.8% for the end of 2025 and 4.6% for the end of 2026."

  • Rusya Merkez Bankası'nın Enflasyon Tahminleri: Rusya Merkez Bankası, uygulanan para politikasıyla yıllık enflasyonun 2025'te %7.0-8.0 aralığına düşeceğini, 2026'da %4.0 hedefine döneceğini ve sonrasında bu seviyede kalacağını öngörmektedir.

  • "The Bank of Russia forecasts that, given the monetary policy pursued, annual inflation will decline to 7.0–8.0% in 2025, return to 4.0% in 2026, and stay at the target further on."

  • Tüketici Güveninde Artış: Tüketici güven endeksi Şubat ayında ikinci ay üst üste yükselerek 106.3 puana ulaşmıştır. Hem mevcut durum değerlendirmeleri hem de beklentiler iyileşme göstermiştir.
  • "In February 2025, the consumer sentiment index had been rising for the second month in a row, reaching 106.3 p (+2.4 p MoM; -4.7 p YoY)."

En Önemli Fikirler ve Gerçekler:


  • Hanehalkı Enflasyon Beklentileri:Önümüzdeki 12 aya ilişkin medyan beklenti Şubat'ta %13.7'ye düşmüştür (%0.3 düşüş). Ancak bu hala 2024 ortalaması olan %12.4'ün üzerindedir.
  • Tasarrufu olanların beklentisi daha belirgin şekilde düşerek %11.3 olmuştur (%1.3 düşüş). Tasarrufu olmayanların beklentisi ise %15.2'ye gerilemiştir (%0.2 düşüş).
  • Hanehalkının gözlemlediği enflasyon Şubat'ta %16.5 seviyesinde neredeyse değişmemiştir. Gözlemlenen enflasyon ile resmi TÜFE arasındaki fark %6.6 puan olarak kaydedilmiştir.
  • Beş yıllık enflasyon beklentisi genel olarak değişmeyerek %12.3 seviyesinde kalmıştır.

  • Şirketlerin Fiyat Beklentileri:Önümüzdeki üç aya ilişkin fiyat beklentilerinde genel olarak düşüş gözlemlenmiştir. Bu düşüş, özellikle otomotiv satıcıları ve perakendecilerde talep konusundaki daha az iyimserlikten kaynaklanmaktadır.
  • Madencilik ve imalat sektörlerinde fiyat beklentilerindeki azalmaya maliyet artışındaki yavaşlama eşlik etmiştir.

  • Hizmet sektörü şirketleri fiyat beklentilerini düşürmüş ve önceki ayda fiyat artışlarının önemli ölçüde gerçekleştiğini belirtmişlerdir.
  • Tarım sektöründe fiyat beklentileri artmış ve maliyet artışlarının hızlandığı gözlemlenmiştir.
  • Şirketlerin önümüzdeki üç aya ilişkin beklenen ortalama fiyat artış oranı yıllık bazda %7.1 olarak hesaplanmıştır (%3.7 düşüş). Perakendeciler için bu oran %12.9'dur (%2.3 düşüş).

  • Breakeven Enflasyonu:Şubat 2028'e kadar olan üç yıllık ortalama breakeven enflasyonu %5.3'e gerilemiştir (%0.3 düşüş).
  • 2028-2030 dönemi için breakeven enflasyonu %6.9 seviyesinde neredeyse sabit kalmıştır.
  • 2030-2032 dönemi için ise %9.3'e yükselmiştir (%0.8 artış).

  • Analist Tahminleri:Rusya Merkez Bankası anketine göre analistler, 2025 yıl sonu enflasyon beklentilerini %6.8'e ve 2026 yıl sonu beklentilerini %4.6'ya yükseltmişlerdir. 2027 yılı için beklenti ise %4.0'tır.
  • Interfax anketine göre analistlerin 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi %6.9 ve 2026 yıl sonu beklentisi %4.6 olarak belirlenmiştir.

  • Tüketici Güveni:Tüketici güven endeksi yükseliş trendini sürdürmektedir.
  • Hem mevcut kişisel mali durum değerlendirmeleri hem de önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerde artış kaydedilmiştir.
  • Büyük harcamalar yapmak yerine tasarruf etmeyi tercih edenlerin oranı %51.4 olarak kaydedilmiştir. En çok tercih edilen tasarruf araçları banka hesapları ve nakit olmuştur.

  • Para Politikası ve Enflasyon Beklentileri: Belgede, ekonomik aktörlerin enflasyon beklentilerinin para politikasının etkinliğini etkilediği vurgulanmaktadır. Düşük ve istikrarlı enflasyonun enflasyon beklentilerini sabitlemeye yardımcı olduğu belirtilmektedir. Hanehalkı enflasyon beklentilerinin genellikle gerçekleşen enflasyonun üzerinde olduğu, ancak bu beklentilerdeki değişimlerin ekonomik davranışları etkileyebileceği ifade edilmektedir. Şirketlerin fiyat beklentilerinin ise beklenen fiyat değişikliklerinin seviyesini değil, yönünü ve yoğunluğunu gösterdiği açıklanmaktadır.

Bu bilgiler, Şubat 2025 itibarıyla Rusya ekonomisindeki enflasyon beklentilerinin ve tüketici güveninin genel bir resmini sunmaktadır. Hanehalkı enflasyon beklentilerindeki düşüş olumlu bir işaret olsa da, hala yüksek seviyelerde seyretmesi dikkat çekicidir. Şirketlerin fiyat beklentilerindeki önemli azalma ise gelecekteki enflasyon baskılarının hafifleyebileceğine işaret edebilir. Analistlerin ve Rusya Merkez Bankası'nın enflasyon tahminleri, önümüzdeki dönemde enflasyonun kademeli olarak düşeceği yönündedir. Tüketici güvenindeki artış ise ekonomik aktivite açısından olumlu bir gösterge olarak değerlendirilebilir.

Öne Çıkan Yayın

FRED ile ABD Ekonomisi: Veriyle Yönlendirilen Bir Analiz Yolculuğu

Merhaba değerli okuyucular, "FRED ile ABD Ekonomisi" bloguna hoş geldiniz! Bu platform, Amerikan ekonomisini anlamak ve takip etme...