3 Mayıs 2025

ABD İşgücü Piyasasında Alarm Zilleri: İstihdam Artışı Yavaşlarken İşsizlik Yükseliyor - Resesyon Kapıda mı?

Amerika Birleşik Devletleri ekonomisinin temel direklerinden biri olan işgücü piyasasının mevcut durumunu ve geleceğe yönelik potansiyel yönelimlerini analiz etmek üzere, `federal_reserve_economic_data` kaynağından sağlanan iki kritik `macroeconomics` göstergesini, Tarım Dışı İstihdam (PAYEMS) ve İşsizlik Oranı (UNRATE) verilerini derinlemesine inceledim. Bu göstergeler, ekonominin genel sağlığı, büyüme potansiyeli ve karşı karşıya olduğu riskler hakkında hayati bilgiler sunmaktadır. Son veriler, işgücü piyasasında belirgin bir yavaşlama ve potansiyel bir dönüşüm sinyali vermektedir. İstihdam artış hızı düşerken, işsizlik oranı yükseliş eğilimindedir. Bu durum, daha önce gözlemlenen güçlü işgücü piyasası görünümünden uzaklaşarak, ekonomik aktivitede bir soğuma yaşandığına işaret etmektedir. Bu soğumanın bir `soft landing` mi yoksa bir `recession` başlangıcı mı olduğu sorusu, mevcut veriler ışığında kritik önem taşımaktadır.


-   **Veri Setleri ve Metadata Özeti**


Analizimizde kullanılan veri setleri, ABD işgücü piyasasının iki temel göstergesini temsil etmektedir:

*   **PAYEMS:** U.S. Bureau of Labor Statistics tarafından sağlanan, Tarım Dışı Toplam İstihdamı (Bin Kişi) gösteren aylık bir seridir.

*   **UNRATE:** U.S. Bureau of Labor Statistics tarafından sağlanan, Mevsimsel Olarak Ayarlanmış İşsizlik Oranını (Yüzde) gösteren aylık bir seridir.

Her iki seri de Ocak 2023 - Nisan 2025 dönemini kapsamaktadır.


-   **Temel İstatistiksel Bulgular ve Yorumları**


Sağlanan istatistiksel analiz sonuçları, her iki veri serisinin de incelenen dönemdeki karakteristiklerini ortaya koymaktadır:


*   **PAYEMS (Tarım Dışı İstihdam):**

    *   Minimum Değer: 154,780.0 bin kişi (Ocak 2023). Bu, incelenen dönemdeki en düşük istihdam seviyesini göstermektedir.

    *   Maximum Değer: 159,517.0 bin kişi (Nisan 2025). Bu, incelenen dönemdeki en yüksek istihdam seviyesini göstermektedir.

    *   Ortalama: Yaklaşık 157,255 bin kişi. Dönem boyunca ortalama istihdam seviyesini yansıtır.

    *   Standart Sapma: Yaklaşık 1,406.5. Verilerin ortalamadan ne kadar yayıldığını gösterir; bu değer, istihdam seviyesinde dönem boyunca belirgin bir artış olduğunu ima eder.

    *   Trend Analizi: Eğim (slope) 170.62 olarak hesaplanmıştır. Bu, aylık ortalama 170.62 bin kişilik bir istihdam artışı olduğunu göstermektedir. R-kare değeri 0.996 gibi oldukça yüksek bir seviyededir, bu da verinin zaman içinde güçlü ve neredeyse doğrusal bir artış trendi sergilediğini teyit eder.

    *   Dağılım Analizi: Çarpıklık (skewness) -0.107 ve Basıklık (kurtosis) -1.131'dir. Shapiro testi p-değeri 0.371 olup, verinin normal dağılımdan önemli bir sapma göstermediğini düşündürmektedir.

    *   Sezonsallık: Analiz, yılın belirli aylarında istihdamda tekrarlayan desenler olduğunu göstermektedir. Örneğin, Kasım ve Aralık aylarında istihdam artışının daha güçlü olduğu, Ocak ve Şubat aylarında ise daha zayıf olduğu görülmektedir. Bu, mevsimsel işe alım ve işten çıkarmaları yansıtır.

    *   Son Aylık Değişim (Nisan 2025 - Mart 2025): 159,517 - 159,340 = 177 bin kişi artış. Bu, Mart ayına göre %0.11'lik bir artıştır.

    *   Son Yıllık Değişim (Nisan 2025 - Nisan 2024): 159,517 (Nisan 2025) - 157,635 (Nisan 2024) = 1,882 bin kişi artış. Bu, bir önceki yılın aynı ayına göre %1.20'lik bir artıştır.


*   **UNRATE (İşsizlik Oranı):**

    *   Minimum Değer: 3.4% (Nisan 2023). Bu, incelenen dönemdeki en düşük işsizlik seviyesini göstermektedir.

    *   Maximum Değer: 4.2% (Temmuz 2024, Kasım 2024, Mart 2025, Nisan 2025). Bu, incelenen dönemdeki en yüksek işsizlik seviyesini göstermektedir.

    *   Ortalama: Yaklaşık 3.88%. Dönem boyunca ortalama işsizlik seviyesini yansıtır.

    *   Standart Sapma: Yaklaşık 0.258. İşsizlik oranının ortalama etrafındaki nispeten düşük değişkenliğini gösterir, ancak dönem sonunda artış eğilimi belirgindir.

    *   Trend Analizi: Eğim (slope) 0.0289 olarak hesaplanmıştır. Bu, aylık ortalama 0.0289 puanlık bir işsizlik oranı artışı olduğunu göstermektedir. R-kare değeri 0.853'tür, bu da işsizlik oranında zaman içinde belirgin bir artış trendi olduğunu, ancak istihdamdaki kadar güçlü ve doğrusal olmadığını gösterir.

    *   Dağılım Analizi: Çarpıklık (skewness) -0.247 ve Basıklık (kurtosis) -1.263'tür. Shapiro testi p-değeri 0.027 olup, verinin normal dağılımdan hafif bir sapma gösterdiğini ima eder. Özellikle dönem sonundaki yığılma bu sapmaya neden olabilir.

    *   Sezonsallık: Analiz, işsizlik oranında da mevsimsel etkiler olduğunu göstermektedir. Yılın belirli aylarında (örneğin yaz aylarında) işsizlik oranında düşüşler, diğer aylarda ise artışlar gözlemlenebilir.

    *   Son Aylık Değişim (Nisan 2025 - Mart 2025): 4.2% - 4.2% = 0.0 puan değişim. Bu, Mart ayına göre %0.0'lık bir değişimdir.

    *   Son Yıllık Değişim (Nisan 2025 - Nisan 2024): 4.2% (Nisan 2025) - 3.9% (Nisan 2024) = 0.3 puan artış. Bu, bir önceki yılın aynı ayına göre %7.69'luk bir artıştır.


-   **Verilerin ABD Ekonomisi İçin Anlamı ve Tarihsel Bağlam**


PAYEMS ve UNRATE verileri, ABD ekonomisinin işgücü piyasası sağlığının en kritik barometreleridir. PAYEMS'deki sürekli artış trendi, ekonominin genel olarak iş yaratmaya devam ettiğini gösterse de, bu artışın hızı önemlidir. Son aylık artış (177 bin), önceki dönemlere kıyasla daha yavaş bir tempoya işaret edebilir (geçmiş analizlerde 151 bin gibi değerler de görülmüştü, ancak trend eğimi 170 civarında). Bu yavaşlama, şirketlerin işe alım hızını kestiğini veya işten çıkarmaların arttığını düşündürmektedir.


UNRATE'deki yükseliş trendi ise daha endişe vericidir. İşsizlik oranının %3.4 gibi son derece düşük seviyelerden %4.2'ye yükselmesi, işgücü piyasasındaki sıkılığın azaldığını ve daha fazla insanın iş bulmakta zorlandığını veya işini kaybettiğini göstermektedir. %4.2'lik oran hala tarihsel standartlara göre düşük olsa da, yükselişin yönü önemlidir.


Bu iki göstergenin birlikte yorumlanması, işgücü piyasasının bir dönüm noktasında olabileceğini düşündürmektedir. İstihdam artışı devam etse de, işgücüne katılımın artması veya işten çıkarmaların hızlanması nedeniyle işsizlik oranı yükselmektedir. Bu durum, ekonomik büyümenin yavaşladığı veya yavaşlama sinyalleri verdiği dönemlerde sıkça görülür.


Tarihsel bağlamda, işsizlik oranındaki belirgin yükselişler genellikle `recession` dönemlerinin habercisi veya eşlikçisi olmuştur. Örneğin, `Great Depression` sırasında işsizlik oranları %25'lere fırlamış, sanayi üretimi yarı yarıya düşmüştü (blog haberlerinde belirtildiği gibi). Daha yakın tarihte, 2008 finansal krizi veya COVID-19 pandemisinin başlangıcında da işsizlik oranlarında keskin artışlar yaşanmıştır. Mevcut %4.2'lik oran bu kriz seviyelerinden çok uzakta olsa da, yükseliş trendi dikkatle izlenmelidir. İşsizlikteki artış, tüketici güvenini (consumer confidence) olumsuz etkileyebilir, bu da `consumption` harcamalarını azaltarak ekonomik büyümeyi daha da yavaşlatabilir.


-   **Blog Haberleri Entegrasyonu**


Sağlanan blog haberleri, veri setlerimizle doğrudan ve dolaylı olarak ilişkilidir:


*   **"ABD Ekonomisi ve Fed Faiz Kararları Analizi -Mart 2025"** başlıklı blog, PAYEMS ve UNRATE verilerine doğrudan atıfta bulunarak, istihdamda sürekli büyüme trendi ve işsizlik oranındaki hafif yükseliş trendini belirtmektedir. Bu, bizim istatistiksel analiz bulgularımızla tamamen örtüşmektedir. Blog, güçlü istihdam piyasasının enflasyonun Fed hedefinin üzerinde kalmasına rağmen geçmiş krizlerden farklı bir dinamik sergilediğini vurgulamaktadır. Ancak, bizim Nisan 2025 verilerimiz, işsizlik oranındaki yükselişin devam ettiğini göstermektedir, bu da blogun yazıldığı Mart 2025'ten bu yana durumun biraz daha kötüleştiğini ima eder.

*   **"Fed Faiz Kararı: Piyasa Ne Bekliyor?"** başlıklı blog, Mart 2025 itibarıyla piyasanın faiz oranlarının sabit kalmasını %99 olasılıkla beklediğini belirtmektedir. Bu, piyasanın o dönemde enflasyonun kontrol altında kalacağına veya hafifçe düşeceğine dair bir beklentisi olduğunu gösterir. Ancak, işsizlik oranındaki yükseliş, Fed'in gelecekteki `monetary policy` kararlarında sadece `inflation` değil, aynı zamanda istihdam hedefini de dikkate alması gerekeceğini düşündürmektedir. Fed'in Mart ve Nisan 2025 FOMC toplantı tutanakları (diğer blog haberlerinde belirtilen), ekonomik aktivite ve işsizlik oranı hakkındaki değerlendirmelerini içermektedir ve bu verilerin Fed'in faiz kararları üzerindeki etkisini teyit eder.

*   **"Gross Domestic Product, 1st Quarter 2025 (Advance Estimate)"** haberi, 2025'in ilk çeyreğinde `real gross domestic product (GDP)`'in yıllık bazda %0.3 daraldığını bildirmektedir. Bu haber, işgücü piyasasındaki yavaşlama sinyallerini desteklemektedir. GSYİH'deki daralma, genel ekonomik aktivitenin azaldığını ve bunun da işe alımları yavaşlatıp işsizliği artırabileceğini gösteren güçlü bir `leading indicator` olabilir. GSYİH'deki düşüşün ana nedenleri arasında ithalattaki artış (GSYİH hesaplamasında düşülür) ve hükümet harcamalarındaki azalma gösterilmektedir.

*   **"Personal Income and Outlays, March 2025"** haberi, Mart 2025'te kişisel gelir ve tüketim harcamalarının arttığını belirtmektedir. Bu, Q1 GSYİH daralmasına ve işsizlikteki artışa rağmen tüketici tarafında hala bir miktar direnç olduğunu göstermektedir. Ancak, bu harcamaların sürdürülebilirliği, işgücü piyasasının gelecekteki performansına bağlı olacaktır.

*   **"Büyük Buhran: Karanlığın Başlangıcı (1929 Borsa Çöküşü)"** ve **"Büyük Buhran: "Umutsuzluk Çağı (1930 : İşsizlik ve Açlık )"** başlıklı bloglar, aşırı spekülasyon, banka iflasları, sanayi üretimindeki düşüş ve işsizlikteki fırlama gibi `Great Depression` dönemine ait acı verici dersleri hatırlatmaktadır. Mevcut durum, o dönemin şiddetinden çok uzaktır, ancak işsizlikteki yükseliş trendi, geçmiş krizlerdeki işgücü piyasası dinamiklerinin başlangıç aşamalarına dair bir uyarı niteliği taşımaktadır. Tarihsel karşılaştırmalar, mevcut yavaşlamanın potansiyel risklerini anlamak açısından önemlidir.


-   **Neden-Sonuç Analizi**


PAYEMS ve UNRATE arasındaki ilişki genellikle ters yönlüdür: istihdam arttıkça işsizlik düşer. Ancak son dönemde gözlemlenen durum (PAYEMS artışı yavaşlarken UNRATE'in yükselmesi), bu ilişkinin zayıfladığını veya değişmekte olduğunu göstermektedir. Bunun birkaç potansiyel nedeni olabilir:


1.  **Ekonomik Yavaşlama:** Q1 2025 GSYİH daralması, ekonominin genel olarak yavaşladığını teyit etmektedir. Ekonomik aktivitedeki bu yavaşlama, şirketlerin yeni personel alımını azaltmasına (PAYEMS artış hızının düşmesi) ve hatta mevcut çalışanları işten çıkarmasına (UNRATE'in yükselmesi) neden olabilir. Bu, klasik bir `business cycle` yavaşlamasının işaretidir.

2.  **Artan İşgücüne Katılım:** İşsizlik oranının yükselmesi, sadece işten çıkarmalardan değil, aynı zamanda daha fazla insanın iş aramaya başlamasından (işgücüne katılım oranının artması) da kaynaklanabilir. Eğer işgücüne katılım, yaratılan yeni işlerden daha hızlı artarsa, işsizlik oranı yükselebilir. Ancak, mevcut veriler bu senaryoyu tek başına doğrulamak için yeterli değildir.

3.  **Sektörel Değişimler:** Ekonomideki yapısal değişimler veya belirli sektörlerdeki zorluklar, bazı alanlarda işten çıkarmalara yol açarken, diğer alanlarda sınırlı iş yaratımı olmasına neden olabilir. Bu da toplam istihdam artışını yavaşlatırken işsizliği artırabilir.

4.  **Fed'in Para Politikası:** Fed'in `inflation` ile mücadele etmek için uyguladığı sıkı `monetary policy` (yüksek `interest rate`'ler), ekonomik aktiviteyi ve dolayısıyla işgücü piyasasını soğutmayı amaçlar. Yüksek faiz oranları, şirketlerin yatırım yapmasını ve genişlemesini zorlaştırarak işe alımları yavaşlatabilir. Bu durumda, Fed'in politikaları, gözlemlenen işgücü piyasası yavaşlamasının temel nedenlerinden biri olabilir. Blog haberlerindeki Fed toplantı tutanakları ve faiz beklentileri, Fed'in bu konudaki etkisini vurgulamaktadır.


Neden-sonuç ilişkisi karmaşıktır ve genellikle tek bir faktöre bağlı değildir. Mevcut durumda, Q1 GSYİH daralması ve Fed'in sıkı para politikası, işgücü piyasasındaki yavaşlamanın ana nedenleri olarak öne çıkmaktadır. İşgücü piyasasındaki bu yavaşlama ise, gelecekteki tüketici harcamaları ve genel ekonomik büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratma potansiyeli taşımaktadır.


-   **Temel Analiz**


Sağlanan makroekonomik veriler ve blog haberleri ışığında ABD ekonomisinin temel analizi şu şekildedir:


*   **Ekonomik Sağlık:** İşgücü piyasası, PAYEMS'deki pozitif trende rağmen UNRATE'deki yükselişle birlikte zayıflama sinyalleri vermektedir. Q1 2025'teki GSYİH daralması, bu zayıflığın işgücü piyasasının ötesine geçtiğini ve genel ekonomik aktivitede bir düşüş yaşandığını göstermektedir. Tüketici harcamalarındaki artış (Mart 2025 verisi) bir miktar direnç gösterse de, genel görünüm 2024 sonuna göre daha az sağlıklıdır. `Inflation` hala bir endişe kaynağıdır (Fed haberlerinde belirtildiği gibi), ancak işsizlikteki artış, Fed'in odak noktasını değiştirmesine neden olabilir.

*   **Büyüme Potansiyeli:** Kısa vadeli büyüme potansiyeli, Q1 GSYİH daralması ve işgücü piyasasındaki yavaşlama nedeniyle sınırlıdır. Yüksek faiz oranları yatırım ve tüketimi baskılamaya devam edebilir. Orta vadede büyüme, Fed'in politikalarının başarısına ve küresel ekonomik koşullara bağlı olacaktır. Uzun vadeli büyüme potansiyeli, teknolojik yenilikler, verimlilik artışları ve demografik faktörler gibi yapısal unsurlara dayanacaktır. Ancak mevcut tablo, yakın gelecekte güçlü bir büyüme ivmesi beklemenin gerçekçi olmadığını göstermektedir.

*   **Riskler:** Karşı karşıya olunan temel riskler şunlardır:

    *   **Resesyon Riski:** Q1 GSYİH daralması ve yükselen işsizlik, `recession` olasılığını artırmaktadır. İşgücü piyasasındaki bozulma hızlanırsa, bu risk daha da belirginleşecektir.

    *   **Enflasyonun Kalıcı Olması:** İşsizlik artsa bile `inflation` yüksek kalmaya devam ederse (`stagflation` benzeri bir senaryo), Fed'in politika alanı daralır.

    *   **Finansal İstikrar:** Bölgesel bankacılık krizi (blog haberlerinde belirtilen) gibi finansal sistemdeki gerilimler, kredi akışını kısıtlayarak ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.

    *   **Küresel Riskler:** Ticaret savaşları (ABD-Çin gerilimi), jeopolitik istikrarsızlık (Rusya ile ilgili haberler) ve küresel yavaşlama, ABD ekonomisi üzerinde ek baskı yaratabilir.


-   **Ekonomik Tahminler**


Mevcut veriler ve analizler ışığında ekonomik tahminlerim şunlardır:


*   **Kısa Vade (Önümüzdeki 3-6 Ay):** İşgücü piyasasındaki yavaşlama devam edecektir. PAYEMS artış hızı muhtemelen daha da düşecek, hatta bazı aylarda negatif değerler görülebilir. UNRATE'in %4.2 seviyesinden kademeli olarak yükselmeye devam etmesi beklenmektedir, potansiyel olarak %4.5 - %4.7 aralığına ulaşabilir. Q2 2025 GSYİH verileri de zayıf gelme olasılığı yüksektir. Fed, işsizlikteki artışı dikkate alarak faiz artırımlarını durduracak ve piyasa faiz indirim beklentilerini öne çekecektir.

*   **Orta Vade (Önümüzdeki 1-2 Yıl):** Bir `recession` olasılığı artmıştır. Eğer Q1'deki daralma devam ederse, teknik olarak resesyona girilmiş olacaktır. Bu senaryoda, işsizlik oranı daha belirgin bir şekilde yükselebilir (%5 - %6 aralığına veya üzerine). İstihdamda net kayıplar yaşanabilir. Fed, ekonomik aktiviteyi desteklemek için faiz indirimlerine başlayacaktır. Ekonomik toparlanma, faiz indirimlerinin etkisi ve küresel koşullara bağlı olarak orta vadede başlayabilir, ancak bu toparlanmanın hızı belirsizdir.

*   **Uzun Vade (2 Yıl Sonrası):** Ekonominin resesyondan çıkması ve toparlanma sürecine girmesi beklenir. İşgücü piyasası yeniden güçlenmeye başlayacak, istihdam artışı hızlanacak ve işsizlik oranı düşecektir. Ancak, bu toparlanmanın hızı ve niteliği, demografik değişimler, teknolojik gelişmeler ve küresel ekonomik yapının dönüşümü gibi uzun vadeli yapısal faktörlere bağlı olacaktır. `Inflation`'ın Fed'in hedef seviyelerine dönmesi ve para politikasının normalleşmesi beklenir.


-   **Sonuç**


ABD işgücü piyasası, son verilerle birlikte belirgin bir yavaşlama dönemine girmiştir. Tarım dışı istihdam artışının hızı düşerken, işsizlik oranı yükselmektedir. Bu durum, 2025'in ilk çeyreğindeki GSYİH daralması ile birlikte değerlendirildiğinde, ekonomik aktivitede ciddi bir soğuma yaşandığını ve `recession` riskinin arttığını göstermektedir. Fed'in sıkı para politikası, bu yavaşlamanın temel nedenlerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Tarihsel örnekler, işsizlikteki yükselişin ekonomik krizlerin önemli bir göstergesi olduğunu hatırlatmaktadır. Kısa ve orta vadede işgücü piyasasında daha fazla zayıflık ve potansiyel bir resesyon beklenirken, uzun vadede toparlanma potansiyeli mevcuttur. Politika yapıcıların, hem `inflation`'ı kontrol altında tutma hem de işgücü piyasasındaki bozulmayı yönetme gibi zorlu bir denge politikası izlemesi gerekecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder